Ulaştırma
ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Kanal İstanbul
Projesi'nin, İstanbul Boğazı'nın geleceği için artık zaruret halini aldığını
vurgulayarak, "Kanal İstanbul, sadece bugünün değil yarının da projesidir.
Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı’nı kazalardan kurtaracak projedir." dedi.
Bakan Turhan, yaptığı açıklamada, hükümet olarak
Türkiye'nin "refah devleti" olması için büyük çaba sarf ettiklerine
dikkati çekerek, bu doğrultuda birbirinden büyük projeleri hayata
geçirdiklerinin altını çizdi.
Kanal İstanbul'un dünyanın en büyük projelerinden biri
olacağını dile getiren Turhan, "Kanal İstanbul Projesi de
ülkemiz ve İstanbullu vatandaşlarımız için büyük öneme sahiptir. İstanbul
için hayata geçirilen birçok projeyle, İstanbul'u muhtemel tehlikelerden
korumanın yanı sıra daha temiz İstanbul'a ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu zamana kadar
yaptığımız her proje, İstanbul'da daha az egzoz gazı salınmasını sağladı.
Yaptığımız her projeyle İstanbul'a yeni yeşil alanlar kazandırdık. Başta
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere biz İstanbul'a büyük önem
veriyoruz." diye konuştu.
Turhan, şu anda 25 bin gemi kapasitesi bulunan İstanbul
Boğazı'nda her yıl ortalama 40-42 bin gemi trafiği olduğuna işaret ederek,
Boğaz'ı kullanacak gemilerin neredeyse bir hafta beklemek durumunda
kaldıklarını, güvenliği sağlamak amacıyla da gemileri kılavuz ve römorklarla
geçirdiklerini bildirdi.
Geçmişte boğazlarda yaşanan kazaların büyük zararlara neden
olduğunu anımsatan Turhan, şunları kaydetti:
"94 bin 600 ton ham petrol taşıyan ve 27 gün boyunca
söndürülemeyen Independenta tanker gemisi faciası hala akıllarımızda. Nassia ve
Shipbroker tankerlerinin çarpışması nedeniyle boğazların petrolle kaplanması
hala akıllarımızda. Sadece 4 yıl önce Ethem Pertev Yalısı'na çarpılması ve tarihimize
verilen büyük hasar hala akıllarımızda. Şu anda oluşan yüksek deniz trafiği de
bizi bu nedenle endişelendirmekte. Bu yüksek deniz trafiği sonucunda oluşacak
herhangi bir kazanın, sonuçları artık katlanılamayacak düzeyde olabilir. Hatta
boğazlarda 2 tanker arasında yaşanacak olası kazanın Karadeniz ve Marmara
Denizi'nde onlarca balık türünü bir anda yok edebileceği ifade ediliyor. Bu
nedenle Kanal İstanbul Projesi'nin yapılması, İstanbul Boğazı'nın geleceği için
artık zaruret halini almıştır. Kanal
İstanbul, sadece bugünün değil yarının da projesidir. Kanal İstanbul, İstanbul
Boğazı’nı kazalardan kurtaracak projedir."
"Medeniyet
projesi olacak"
Turhan, İstanbul Boğazı'ndan petrol başta olmak üzere geçen
tehlikeli yük miktarının 150 milyon tonu aştığı, küresel petrol ticaretinin
önemli bölümüne Karadeniz ve Marmara Denizi'nin ev sahipliği yaptığı bilgisini
verdi.
İstanbul Boğazı'nın, dünyanın en tehlikeli suyollarından
biri olarak gösterildiğini belirten Turhan, "Kanal İstanbul'la
İstanbul Boğazı'nın gemi trafik yükünü azaltmakla kalmayacağız. İstanbul
Boğazı'nda tehlikeli madde taşıyan gemilerden dolayı oluşabilecek riskleri de
minimize edeceğiz. Ayrıca İstanbul Boğazı'ndan beklemeden geçmek isteyen
gemi ve tankerler için de alternatif oluşturacağız. Uluslararası yük taşıyan
gemiler, ücreti karşılığında Kanal İstanbul'u kullanabilecek. Bir haftayı bulan
bekleme nedeniyle oluşabilecek maddi yüklerden de kurtulmuş olacaklar."
değerlendirmesinde bulundu.
Turhan, özellikle dünya ticaretinin doğuya kayması
nedeniyle boğazları kullanan gemi sayısının her geçen yıl arttığına dikkat
çekerek, 20 yıl içinde İstanbul Boğazı'nı kullanacak gemi sayısının 70 bini bulmasının
beklendiğini vurguladı. Söz konusu projenin Türkiye'ye yeni bir boğaz geçişi
kazandırmasının yanı sıra İstanbul'da yeni yaşam alanı oluşturacağını
belirten Turhan, proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile planlamaları
yaptıklarını söyledi.
Kurulacak yeni alanın marinasıyla, serbest bölgesiyle, suyoluyla,
havaalanıyla başlı başına kendi kendine yeterli, mavi ve yeşilin birleştiği
çevreci bir proje olacağını vurgulayan Turhan, "Kentsel dönüşümle de
özellikle deprem kuşağında olan İstanbul'daki olumsuz yapılaşmayı da en hızlı
şekilde modernize edeceğiz. Aynı zamanda İstanbul'un her tarafıyla entegrasyonu
sağlanmış başlı başına kendine yeten bir medeniyet projesi
olacak." diye konuştu.
"Marmara
Denizi'ni sadece olumlu etkileyecek"
Bakan Turhan, Kanal İstanbul Projesi'nin çok ayaklı
olduğunu belirterek, bu nedenle proje alanını belirlerken özellikle tüm
çevresel ve iklimsel faktörleri gözden geçirdiklerini kaydetti.
Projenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açıklanmasının ardından Kanal İstanbul'un geçebileceği 5 koridor üzerinde
yıllarca süren çalışmalar yapıldığını bildiren Turhan, en uygun olan
Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridorunda karar kılındığını anımsattı.
Turhan, güzergah üzerinde Karadeniz ve Marmara Denizi
girişlerindeki rüzgar ve derin deniz dalgalarını incelediklerini anlatarak,
tsunamiyle ilgili parametrelerin belirlendiğini, Marmara ve Karadeniz'de
oluşabilecek tsunami etkilerinin kayıtlı tüm verileri çerçevesinde detaylı
çalışmalar yapıldığını ifade etti.
Proje alanında yaklaşık 25 yıllık rüzgar verileri
kullanılarak modelleme çalışmaları yapıldığını da açıklayan Turhan, "Kanal
içerisinde gemi geçişlerinden oluşacak dalgaların kanal yan yüzeylerine etkisi
en olumsuz senaryolara göre değerlendirildi. Hatta Kanal İstanbul Projesi'nin
su modelleri ve simülasyon/navigasyonla ilgili teknik çalışmaları da bu noktada
dünyanın en iyi firmalarından biri aracılığıyla gerçekleştirildi. Kanal
güzergahı belirlenirken yerleşim yerleri dışarıda bırakılarak insanlarımızın da
olumsuz etkilenmesi önlendi." ifadelerini kullandı.
Turhan, Kanal İstanbul Projesi kapsamında Boğaziçi ve ODTÜ
gibi Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden alanında uzman öğretim üyeleri ve
yine alanında uzman uluslararası firmalarla çalışıldığını vurgulayarak, projeyle,
Marmara Denizi'nin sadece olumlu olarak etkilenmesi ve özellikle yük
taşımacılığından kaynaklı kazaların önüne geçilmesinin amaçlandığının altını
çizdi.
"Kusursuz
bir proje olması için çalışılıyor"
Kanal İstanbul çalışmaları sırasında sivil toplum kuruluşları
ve üniversitelerin yanı sıra ÇED için de ilgili kurum ve kuruluşlardan
görüşlerinin alındığını dile getiren Turhan, bununla birlikte ÇED
hazırlıklarında halk katılım toplantıları yapılarak vatandaşların görüşlerinin
de alındığını bildirdi.
Söz konusu projenin bazı kesimler tarafından siyasi amaçla
eleştirildiğini iddia eden Turhan, "Ancak biz bu projeye siyasi gözle
bakamayız. Biz İstanbul'un geleceğini düşünmek zorundayız. Bu nedenle de bu
projede çok dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Projeye başladığımız ilk günden
bu yana da her bir eleştiri konusunu enine boyuna tartışıyoruz ve endişeye sevk
edecek herhangi bir durum kalmayacak hale getirildikten sonra yola devam
ediyoruz. Zaten 2011'den bu yana yaptığımız bu titiz çalışmaların sonucunda üniversiteler,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyeleri ve kamu
kurumları da olmak üzere toplamda 52 kurumun olumlu görüşünü aldık." dedi.
Turhan, Kanal İstanbul'un birçok farklı disiplinin
yürütülmesi gereken mega proje olduğu bilgisini vererek, dolayısıyla
projenin sorunsuz hayata geçirilebilmesi için 9 yıldır her türlü mühendislik
tedbirlerinin yanı sıra şehirleşme ve çevresel etkilerin de masaya
yatırıldığını, projenin kusursuz olması için çabaladıklarını söyledi.
"İlgili
bakanlıklar ve İBB ile iş birliği protokolü imzalandı"
Turhan, projeyi İstanbul'a "sıfır hata" ile
kazandırmak için yıllardır büyük bir özveriyle çalışıldığına işaret ederek, bu
süreçte Kanal koridorunda ilave 7 bin metre sondaj tamamladıklarını
anlattı.
Trafik etüt çalışmaları kapsamında Kanal'dan geçecek gemi
boyutlarının belirlendiğini ve bugünkü toplam Boğaz trafiğinin yüzde 99'unun
Kanal İstanbul'u kullanabileceğini dile getiren Turhan, bu çalışmaların
yanı sıra çevre etkileri ile flora, fauna ve sualtı canlılarına etkileri
çalışmasının da yapıldığını kaydetti.
Turhan, güzergahtaki kurum kuruluşlara ait altyapı
tesisleri ile projenin mütemmimi olan liman, yat limanı, kıyı tesisleri,
işletme tesisleri gibi yapıların kavramsal çalışmalarının tamamlandığını
söyledi.
Seçilen koridor üzerinde deprem, tsunami riski
değerlendirme, hidrodinamik, su kalitesi, yer altı suyu model çalışmalarının da
yapıldığına işaret eden Turhan, hiçbir şeyin şansa bırakılmadığının altını
çizdi.
Kanal İstanbul Projesi ile ilgili çalışmaların son aşamaya
geldiğini belirten Bakan Turhan, güzergahta, mevcut ve planlanan
diğer kurumlara ait projelerle ilgili görevlerin belirlenmesi ve yerine
getirilmesi için Bakanlıklar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) arasında
da iş birliği protokolü imzalandığını sözlerine ekledi.