Uluslararası Yol Federasyonu Dünya
Kongresi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans aracılığıyla
gerçekleştirdiği açılış konuşmasıyla İstanbul’da başladı. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Bizim siyaset anlayışımızda yol medeniyettir. Sanayi, üretim, turizm,
ticaret, emniyet, kalkınma ve dünya ile bütünleşme demektir.” dedi. Törende
konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kongremizde;
mobilite, dijitalleşme, iklim değişikliği ve yeşil dönüşüm konularını bütün
yönleriyle tartışarak, ortak aklın çözümleriyle sektöre büyük katkılar
sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Yol Federasyonu (IRF)
Dünya Kongresi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans
aracılığıyla gerçekleştirdiği açılış konuşmasıyla İstanbul’da başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Dünya çapında daha iyi, daha güvenli ve daha
sürdürülebilir yol ağlarının gelişimini sağlamak hedefiyle IRF başarılı
çalışmalarına her yıl yenilerini ekliyor. Sektörün öncü isimlerinin, kamu
kurumları ve özel kuruluşlarının bir araya gelmesini sağlayan kongrenin bu sene
de başarılı geçeceğine yürekten inanıyorum. Bu yılki kongre için hareketliliği
güçlendirmek için bağlanıyoruz. Herkes için sürdürülebilir bir geleceğin
sağlayıcısı olarak yollar, bu temanın tercih edilmesini isabetli buluyorum.
Zira bizim siyaset anlayışımızda yol medeniyettir. Yol demek ulaşım demektir.
Sanayi, üretim, turizm, ticaret, emniyet, kalkınma ve dünya ile bütünleşme
demektir.” dedi.
“2053 Yılına Kadar Bölünmüş Yol
Uzunluğumuzu 38 Bin Kilometrenin Üzerine Çıkaracağız”
Erdoğan, büyük atılımlara imza atarak
Türkiye’yi ulaşım ve altyapı sahasında iddialı bir seviyeye taşıdıklarını
kaydederek, “Avrasya Tüneli'nden Sabuncubeli Tüneli'ne, Erkenek Tüneli'nden
Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli'ne, Ovit Tüneli'nden Cankurtaran Tüneli'ne
kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale
Köprülerimiz ülkemizin gurur abideleri oldu. Karadeniz Sahil Yolu, Kuzey
Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi projelerimizle şehirlerimiz
arasındaki beşeri, lojistik, ekonomik ve ticari bağları güçlendirdik. Türkiye
bugün uzunluğu 4 bin kilometreye yaklaşan otoyol ve 30 bin kilometreye yaklaşan
bölünmüş yol ağına sahiptir. Ulaştırma alanındaki yatırım ve hamlelerimizi
durmak yok yola devam diyerek bundan sonra da sürdüreceğiz. 2053 yılına kadar
bölünmüş yol uzunluğumuzu 38 bin kilometrenin, otoyol uzunluğumuzu ise 8 bin
300 kilometrenin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Yollar Türk Milli Komitesiyle Bu
Prestijli Organizasyonun Bir Üyesi Olmaktan Gurur Duyuyoruz”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir
Uraloğlu, IRF Dünya Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşmada, 1948’den bu yana
IRF’in sürdürülebilir hareketlilik sağlayan yolların ve yol ağlarının
geliştirilmesi için çalıştığını vurguladı. Uraloğlu, “Türkiye Cumhuriyeti
olarak bizler de Yollar Türk Milli Komitesi eliyle 1991 yılından bu yana bu
prestijli organizasyonun bir üyesi olmaktan gurur duyuyoruz. Hareketliliği
Güçlendirmek için Bağlanıyoruz: Herkes için Sürdürülebilir Bir Geleceğin
Sağlayıcısı Olarak Yollar teması altında gerçekleştireceğimiz kongremizde;
mobilite, dijitalleşme, iklim değişikliği ve yeşil dönüşüm konularını bütün
yönleriyle tartışarak, ortak aklın çözümleriyle sektöre büyük katkılar
sağlayacağız.” dedi.
“Ülkemiz Mega Projeleri Hayata
Geçirmiş ve Yenilerine de Devam Etmektedir”
Dünyadaki gelişmelerin Türkiye’nin
kilit noktasını teşkil ettiği Orta Koridor'un stratejik önemini bir kez daha
ortaya koyduğunu ifade eden Uraloğlu, “Ülkemiz; Orta Koridor'un geliştirilmesi
kapsamında, 2017'de faaliyete geçen; Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, Avrasya
Tüneli, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi mega
projeleri hayata geçirmiş ve yenilerine de devam etmektedir.” açıklamasında
bulundu.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden
Geçecek Demiryolu Projesine Yoğun İlgi
Kalkınma Yolu Projesi’nin Avrupa
ülkelerini de yakından ilgilendirdiğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Kalkınma
Yolu Projesi ile Irak’taki FAV Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yolu
ile Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayacağız. 2030’da
tamamlanmasını planladığımız projemiz; Fav Limanı'ndan Türkiye'ye kadar uzanan
yaklaşık bin 200 kilometrelik çift yönlü otoyol ve demiryolu inşasını içeriyor.
Ülkemizde Kalkınma Yolu koridoru ile ilişkili, Ovaköy'den Edirne'ye kadar
uzanan 2 bin 94 kilometrelik güzergâhta demiryolu ve bin 923 kilometrelik
güzergâhta karayolu altyapısını geliştirmekteyiz. Burada yeri gelmişken
belirtmek istiyorum ki Kalkınma Yolu Projesi’nin en önemli güzergâhlarından
birisi olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçecek demiryolu projesine;
uluslararası kredi kuruluşlarının yoğun bir ilgilerinin olduğunu memnuniyetle
görmekteyiz. Özellikle Dünya Bankasının yakın ilgisini ifade etmek isterim.
2025 yılının ilk aylarında bu projenin yapım sürecine başlanması hususunda
somut adımlar atacağımızı söyleyebilirim.” dedi.
81 ilin 77’si Bölünmüş Yollarla Bağlı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
liderliğinde Türkiye’yi çok modlu taşımacılık altyapısı sunan uluslararası bir
lojistik merkeze dönüştürdüklerini söyleyen Uraloğlu, “Ülkemizin dört bir
yanında doğu-batı, kuzey-güney demeden ülkemizi baştanbaşa yüksek standartlı
yol ağıyla donattık. Bugün toplam 68 bin 494 kilometrelik karayolu ağımızın 29
bin 590 kilometresi bölünmüş yol ağından oluşuyor ve 81 ilimizin 77’si
birbirine bölünmüş yollarla bağlı. 2002 yılında bin 714 kilometre olan otoyol
ağımızı da son 22 yılda yapılan 2 bin 82 kilometre ile birlikte 3 bin 796
kilometreye yükselttik.” şeklinde konuştu.
“Yıllık Toplam 197 Milyar 492 Milyon
Lira Ekonomik Fayda Sağlıyoruz”
Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan
Köprüsü’nün yanı sıra Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü ve İstanbul- İzmir
Otoyolu, 1915 Çanakkale Köprüsü, Ankara- Niğde Otoyolu gibi mega karayolu
projelerini kamu-özel iş birliğiyle kısa sürede tamamlayarak hizmete
sunduklarını söyleyen Uraloğlu, “Şu anda bölünmüş yollarımızın uzunluğu toplam
yol ağımızın yüzde 43’ünü oluşturmasına karşın, bütün yol ağımızda hareket eden
trafiğin yaklaşık yüzde 83’üne hizmet veriyor. Bölünmüş yollarımızda seyahat
eden vatandaşlarımız yıllık 739 milyon saat zaman ile yaklaşık 2 milyar 437
milyon litre akaryakıt tasarruf etmekte. Seyahat süresindeki kısalmalardan
yaklaşık 113 milyar 870 milyon lira işgücü tasarrufu, akaryakıttan ise yaklaşık
83 milyar 622 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 197 milyar 492 milyon lira
ekonomik fayda sağlıyoruz. Son 22 yılda yapılan yatırımlarla trafik kazalarında
100 Milyon taşıt-kilometre başına hayatını kaybeden kişi sayısında da yüzde 77
azalma olduğunu görüyoruz.” dedi.
“Sürdürülebilir ve Etkin Bir
Hareketlilik Ekosistemi Oluşturmayı Hedefliyoruz”
Karayolu sektörünün ulaştırmadan
kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 94,8’inden sorumlu olduğunun altını çizen
Uraloğlu, “Bu yönüyle değerlendirdiğimizde karayolu taşımacılığı, iklim
değişikliği ile mücadele kapsamında yapılacak dönüşümlerin merkezinde yer
alıyor. Karayolundaki emisyon payını azaltmak için karayolu yük taşımacılık
payını daha sürdürülebilir ulaşım modlarına aktarmak için çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Ayrıca, insan ve çevre odaklı akıllı ulaşım çözümleri geliştirerek,
sürdürülebilir ve etkin bir hareketlilik ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz.”
şeklinde konuştu.
“Demiryolu Ağını 2053'te 28 Bin 600
Kilometreye Çıkarmayı Hedefliyoruz”
Bakan Uraloğlu, 2053 net sıfır emisyon
hedeflerine emin adımlarla ilerlediklerini ifade ederek, “Ulaştırma ve Lojistik
Ana Planımız doğrultusunda karayolu yolcu ve yük taşımacılığı payını yüzde
72’den yüzde 57’ye düşürürken, demiryolu yük taşımacılığı payını yüzde 5’ten
yüzde 22’ye çıkarmayı hedeflemekteyiz. Bu doğrultuda, 2023'te 13 bin 919
kilometre olan demiryolu ağını 2028'de 17 bin 287 kilometreye, 2053'te ise 28
bin 600 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca, yıllık demiryolu yolcu
sayısının 25 milyondan 270 milyona, yük taşımacılığının ise 32 milyon tondan
448 milyon tona çıkarmayı planlıyoruz. Aynı zamanda, limanlar, sanayi bölgeleri
ve lojistik merkezlerle bağlantılı iltisak hatlarını artırmayı ve lojistik
merkez sayısını 28’e çıkarmayı hedeflemekteyiz.” ifadelerini kullandı.
“Bölünmüş Yollarımız Sayesinde Egzoz
Emisyonlarını 5,27 Milyon Ton Azalttık”
"Sürdürülebilir Akıllı
Ulaşım" hedefi doğrultusunda ulaşım altyapısının çevresel etkilerini
azaltmaya devam ettiklerini belirten Uraloğlu, “Bölünmüş yollarımız sayesinde
seyahat sürelerinin kısalmasıyla trafikteki motorlu taşıtlardan kaynaklanan
egzoz emisyonları yıllık yaklaşık 5,27 milyon ton azalttık. Bu kapsamda,
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı’mızı oluşturduk.
Enerji verimliliği ve çevreci ulaşımın teşvik edilmesi için yürürlüğe giren
yönetmelikler sayesinde yakıt tüketiminin azaltılması, alternatif yakıtların
kullanımı ve elektrikli skuter gibi yeni nesil mobilite çözümlerinin
yaygınlaştırılmasını da sağlıyoruz.” dedi.
“Hareketliliğin Geleceği Otonom,
Elektrikli ve Sürdürülebilir Olmaktan Geçiyor”
Bakan Uraloğlu, dünya genelinde
sayıları hızla artan elektrikli araçların, Türkiye’de yaygınlaşması için
ihtiyaç duyulan teknik ve idari alt yapının oluşması ile aynı zamanda
elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması için çalıştıklarını söyleyerek,
“Çünkü biliyoruz ki artık hareketliliğin geleceği otonom, elektrikli ve
sürdürülebilir olmaktan geçiyor. Dönüşüm çoktan başlamış durumda. Arabalar
sürüşümüzü desteklemeye, hatta kendi kendilerini sürmeye başladı. Aynı zamanda,
elektromobilite, hidrojen yakıt ve fosil bazlı olmayan yakıtlara geçiş, karbon
ayak izinin azaltılmasında merkezi bir rol oynayacak. Geçiş süreci giderek hız
kazanıyor ve önümüzdeki yıllarda daha da gelişecek. Ayrıca enerjide dışa
bağımlılığın azaltılması için karayolu ağımızda güneş enerjisi gibi
yenilenebilir enerji kaynaklarını yaygınlaştırmaktayız.” şeklinde konuştu.
“Ulaştırma Sektöründeki Yenilikleri
Bir Plan Dahilinde Bakanlık Olarak Hayata Geçirmekteyiz”
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de
ulaşım sektöründe teknolojik dönüşümün en önemli destekleyici unsurları
arasında akıllı ulaşım sistemleri (AUS) yer aldığını söyleyen Uraloğlu, “AUS
alanında yaşanan gelişmelerin ülke stratejisi olarak benimsenmesi ve ulaştırma
sektöründeki yenilikleri, bir plan dahilinde Bakanlık olarak hayata
geçirmekteyiz. Teknolojik gelişmeler ışığında trafik-yol güvenliğinin
arttırılması, ücret toplama sistemlerinin sağlıklı şekilde işlemesi, yol
kullanıcıları ile iletişimin aksamadan devam etmesi gibi süreçlerin
geliştirilmesi için akıllı ulaşım sistemlerinden faydalanıyoruz.” dedi.
Fiber Optik Kablo Altyapısı 15 Bin
Kilometreye Çıkacak
AUS kapsamında ülke genelindeki
otoyol, devlet ve il yolları üzerinde; 3 bin 21 adet sinyalizasyon, 5 bin 152
adet kamera,149 adet Meteoroloji İstasyonu, 710 adet Değişken Mesaj İşareti,
bin 120 adet Değişken Trafik İşareti mevcut olduğunu ve haberleşme altyapısı
için 7 bin 756 kilometrelik fiber optik kablo altyapı tesis ettiklerini
söyleyen Uraloğlu, “Bu uzunluğu ilk etapta 15 bin kilometreye çıkarmak için
çalışmalarımız devam ediyor. Çok yakın bir zaman önce Kooperatif Akıllı Ulaşım
Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’ni de
hayata geçirdik. Proje kapsamında oluşturulacak Merkezi Yazılımı tamamlandıktan
sonra tüm Karayolları Bölge Müdürlüklerinde kullanacağız. Kooperatif Akıllı
Ulaşım Sistemleri Test ve Uygulama Koridoru’nu kurmak için de Bakanlık olarak
çalışmalara başladık. İstanbul'da Hasdal ile İstanbul Havalimanı arasında ve
Antalya’da kurulacak iki pilot koridorda; trafik kazalarını ve trafik
sıkışıklığını azaltmayı, ulaşım güvenliğini artırmayı, yakıt tüketimini düşürmeyi
ve olumsuz çevresel etkileri azaltmayı hedefliyoruz.” açıklamasında bulundu.
Akıllı otoparklara, yolcu
bilgilendirme sistemlerine, ödeme sistemlerine yönelik faaliyetlerin de devam
ettiklerini vurgulayan Uraloğlu, “Bunun en güzel örneklerinden biri olan
Türkiye Kart projesi ile yenilikçi bir ödeme sistemi oluşturarak; yolculuk planlama,
ödeme ve bilet işlemlerini kolaylaştırdık.” dedi.
“Bu Senenin Sonunda Dış Hatlardaki
Uçuş Nokta Sayımızı 349’a Çıkaracağız”
Havacılık alanında da Türkiye’yi
küresel bir havacılık merkezine dönüştürdüklerini kaydeden Uraloğlu, “2002
yılında iç hatlardaki aktif havalimanı sayımız 26 iken son olarak 10 Ağustos’ta
hizmete açtığımız Çukurova Uluslararası Havalimanıyla 58’e yükselttik. Dış
hatlarda 131 ülkede 347 farklı noktaya havayoluyla ulaşıyoruz. Bu senenin
sonunda dış hatlardaki uçuş nokta sayımızı 349’a çıkaracağız.” şeklinde
konuştu.
“Havalimanlarımızı Kullanan Yolcu
Sayısının Yıl Sonunda 236 Milyonun Üstüne Çıkacağını Öngörüyoruz”
Havalimanlarında gerçekleşen
faaliyetlerin çevresel etkilerini kontrol altına almak için de 2020 yılında
“Karbonsuz Havalimanı Projesi”ni de başlattıklarını anımsatan Bakan Uraloğlu,
“Ülkemiz; karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 havalimanıyla bu kapsamda
Fransa’dan sonraki en yüksek sayıda sertifikaya sahip 2. ülke konumundadır.
İstanbul Havalimanımız günlük ortalama bin 500’e yakın uçuş ile bugün dünyanın
en büyük küresel transit merkezlerinden biri olurken, Avrupa’nın en yoğun
havalimanları sıralamasında ilk sırada. Sabiha Gökçen ve Antalya Havalimanları
da ilk 10 Havalimanı arasında yer almaktadır. Türkiye’deki havalimanlarımızı
kullanan yolcu sayısı 177 milyonu geçerken, bu yıl sonunda bu sayının 236
milyonun, 2025 yılında da 250 milyonun üstüne çıkacağını öngörüyoruz.” dedi.
22 Yılda 277 Milyar Dolar Yatırım
Son 22 yılda 60 milyar doları
kamu-özel iş birliği projeleri olmak üzere Türkiye’nin ulaşım ve iletişim
altyapısına 277 milyar dolar üzerinde yatırım yaptıklarını kaydeden Bakan
Uraloğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Artık çok iyi biliyoruz ki
sürdürülebilir bir gelecek için karayolu taşımacılığında köklü dönüşümler
yapılması gerekmektedir. Bu dönüşümde, dekarbonizasyon, dirençli altyapılar,
akıllı ulaşım sistemleri, intermodalite ve varlık yönetimi gibi konular önemli
rol oynamaktadır. Zaten bizler de yeni ulaşım ve altyapı projelerimizde, çevre
hassasiyetine, daha az karbon emisyonuna, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma
yönelik planlarımızı projelerimize uyarlıyoruz. Daha fazla iş birliği yaparak
ve yenilikçi çözümler geliştirerek geleceğimiz için sürdürülebilir bir ulaşım
sistemi inşa edebiliriz.”