Logo

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI KARAİSMAİLOĞLU: ATLAS PROJEMİZ ULAŞTIRMA MEVZUATINI BÜTÜN YÖNLERİYLE KAPSAYACAK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin sabırla ve kararlılıkla sürdürdüğü Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinin, yapıcı bir yaklaşımla teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu çerçevede, ulaştırma faslının en kısa sürede müzakerelere açılması, iş birliğimizi destekleyici projelerle ve Yüksek Düzeyli Ulaştırma Diyaloğu gibi mekanizmalarla ilişkilerimizin devam ettirilmesidir. ATLAS Projemiz ulaştırma mevzuatını bütün yönleriyle kapsayacak ilk çalışma olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir. Son derece kapsamlı olan AB ulaştırma müktesebatı ve ulusal mevzuatımızın şeffaflıkla ele alınacak olması yasal uyum sürecimize ivme kazandıracaktır” dedi

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AB Müktesebatına Uyum Sürecinde Türkiye'nin Ulaştırma Mevzuatının Analizi Projesi açılışında konuştu. Küreselleşmenin etkisi ile dünyada ulaştırmanın öneminin 2000’li yılların başından bu yana hızla arttığı ve ulaştırmanın ülke ekonomilerine etkisinin daha da belirgin hale geldiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti;

“Özellikle Kovid-19 salgını, ulaştırma alanında dijitalleşme, üretimde lojistik maliyetlerin düşürülmesi, yeşil enerji, sıfır emisyon gibi yeni gelişmelerin gündemin ön sıralarına taşınmasına olanak sağladı. Bu trendler de tüm dünyayla birlikte etkilerinden kurtulmak için önemli mücadeleler verdiğimiz salgın sürecinde yaşananlar da ulaştırma ve lojistik sektörünün hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Ülkemiz bu süreçte güçlü ulaştırma ağı sayesinde gerek komşularına gerekse dünyanın diğer bölgelerindeki ülkelere erişimini sürdürerek dünyada tedarik zincirinin devamlılığında aktif bir rol oynadı.  ‘Lojistik süper güç’ olma yolunda ilerleyen ülkemiz, Orta Koridor’da, Asya ve Avrupa arasında alternatif olmanın ötesinde değerli ve kazançlı bir lojistik ve üretim üssüne dönüşerek önemli sorumluluklar üstlendi. Özellikle Çin’den Londra’ya kadar uzanan tarihi İpek Yolu’nun Orta Koridoru’nda yer alan Türkiye’mizin uluslararası ticaretteki reddedilemez önemi bir kez daha gözler önüne serildi. Süveyş Kanalı’nda geçtiğimiz yıl “The Even Given” Gemisi ile yaşanan lojistik bunalım ve hattın kuzey koridorunda yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, her iki hattın da güvenliğini sorgular hale getirdi. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye olarak hiç ara vermeden projelerimize devam ederek adeta dünyanın lojistik koridoru olduk.”

 

İÇERİDE VE DIŞARIDA MÜCADELE VEREREK ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME SİSTEMLERİNİ İNŞA ETTİK

 

Türkiye’nin lojistik güç haline gelmesinin kolay olmadığını aktaran Karaismailoğlu, “İçeride ve dışarıda mücadele vererek vatandaşlarımıza ve yakın coğrafyamıza zenginlikler katacak ulaştırma ve haberleşme sistemlerini inşa ettik. Marmaray, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, yüksek Hızlı Tren hatları, İstanbul Havalimanı, Çamlıca Kulesi, Avrasya Tüneli, 1915 Çanakkale Köprüsü ve bölünmüş karayolu hatları gibi küresel ölçekte de ödüller alan altyapı projelerini büyük bir hızla tamamladık. İktisadi kalkınmamızda önemli rol oynayan bu yatırımlar sayesinde ülkemiz birçok alanda Avrupa standartlarına ve hatta daha da üstüne çıkmayı başardı. Vasıfları itibariyle ‘en’lerin projesi olan 1915 Çanakkale Köprüsü, yine yakın zamanda açılışlarını yaptığımız Tokat ve Rize-Artvin Havalimanları gibi birçok altyapı projemiz ülkemizin farklı noktalarındaki sembol eserlerimiz olarak dikkat çekiyor” dedi.

 

YATIRIMLARI PLANLI, GERÇEKÇİ VE KARARLI BİR VİZYONA BAĞLI KALARAK ŞEKİLLENDİRİYORUZ

 

Yatırımları, Asya ve Avrupa arasındaki transit taşımacılığın Türkiye’nin ulaşım ağları üzerinden yapılmasına imkan verecek şekilde planlandığını belirten Karaismailoğlu, bu durumun, Avrupa Birliği Trans-Avrupa ulaştırma ağlarının da gelişmesini sağlamasının yanı sıra doğu-batı koridorları arasındaki bağlantısallığı da daha güçlendireceğini söyledi. “Tüm bu yatırımları planlı, gerçekçi ve kararlı bir vizyona bağlı kalarak şekillendiriyoruz” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bu doğrultuda, 5 Nisan’da açıkladığımız ve 2053 yılına kadar 190 milyar euro değerinde yatırım öngördüğümüz Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nı hazırladık. Her zaman vurguladığımız gibi, Türkiye’nin geleceğini plan ve programlarımızla bugünden hazır hale getirmek adına var gücümüzle çalışıyoruz. 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı ile ülkemizin gelecek 30 yıllık planlarını ortaya koyduk. Bu vizyonun gereği olarak, 2053 yılına kadar bölünmüş yol ağını 38 bin 60 kilometreye, demiryolu hat uzunluğunu 28 bin 590 kilometreye, liman sayımızı 255’e ve havalimanı sayımızı da 61’e yükseltmeyi hedefliyoruz. 2053 Vizyonumuz sadece bir yatırım programı olarak değerlendirilmemelidir. Bu vizyonda dünyada gelişen eğilimleri göz önünde bulundurarak mobilite, lojistik ve dijitalleşmeyi temel odak noktalarımız olarak belirledik. Ülkemizi dünyaya bağlayacak bütünsel kalkınma odaklı vizyonumuz, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile de birçok ortak paydaya sahip. Bu doğrultuda, yatırımlarımızda demiryolunun payını 2023 yılında yüzde 60’lara çıkarıp yük taşımacılığındaki demiryolunun payını 2053 yılında yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkarmayı hedeflediğimizi de özellikle vurgulamak istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

 

YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRACAK PROJELER GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ

 

Açılışı yapılan ATLAS Projesi’nin de finansal boyutuna katkısı olan Avrupa Birliği’nin, her zaman Türkiye’nin en önemli ticari ortağı olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, “2021 yılında ticaret hacmimizin yaklaşık 180 milyar dolar olması bunun en açık göstergesidir. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile önümüzdeki dönemde AB ile ticari ilişkilerimiz daha derin ve kapsamlı bir boyuta ulaşacak. Ticari bağlarımızın yanı sıra, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Türkiye-AB mali iş birliği mekanizmasına da büyük önem atfettiğimizi belirtmek istiyorum. Bizim için AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA), sunduğu mali katkının yanı sıra AB kurumlarıyla ortak iş yapma ve iş birliği deneyimlerimize sağladığı katkı ile öne çıkıyor. IPA II döneminin en önemli projelerinden biri olan Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattı Projesi bu yöndeki kararlılığımızın en büyük göstergelerinden biridir Bu projeler, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadelede 2050 yılında karbon nötr bir kıta olma hedefine büyük bir katkı sağlayacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, IPA III döneminde ulaştırma alanında yeşil dönüşümü hızlandıracak projeler geliştirmeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

GÜÇLÜ VE LİDER BİR TÜRKİYE İÇİN TER DÖKMEYE, ESER ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu irade doğrultusunda, önümüzdeki dönemde AB ile geçmiştekine oranla daha hızlı, verimli ve yapıcı iş birliklerini hayata geçirmek için ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde gerekli her türlü adımı atmaya hazır ve kararlı olduklarını aktaran Karaismailoğlu, “Türkiye, sadece aday ülke ve NATO Müttefiki olarak değil, köklü ve güçlü AB müktesebatına sahip bir ülke olarak da güvenlik, göç, tedarik zincirleri ve enerji başta olmak üzere pek çok alanda AB için stratejik bir öneme sahip. Bu doğrultuda, müşterek paydalarımıza ve ortak temel değerlerimize odaklanarak Türkiye’nin sabırla ve kararlılıkla sürdürdüğü Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinin, yapıcı bir yaklaşımla teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede, Ulaştırma faslının en kısa sürede müzakerelere açılması, iş birliğimizi destekleyici projelerle ve Yüksek Düzeyli Ulaştırma Diyaloğu gibi mekanizmalarla ilişkilerimizin devam ettirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, Bakanlığımız teknik iş birliğini güçlendirmek için mevzuat uyumu konusunda birçok projeyi hayata geçirdi. Bununla birlikte, ATLAS Projemiz ulaştırma mevzuatını bütün yönleriyle kapsayacak ilk çalışma olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir. Son derece kapsamlı olan AB ulaştırma müktesebatı ve ulusal mevzuatımızın şeffaflıkla ele alınacak olması yasal uyum sürecimize ivme kazandıracaktır. Projemizin çıktıları, Bakanlığımızın gelecek vizyonuna ve AB kurumlarıyla yürüteceğimiz çalışmalara rehber olacaktır. Ayrıca, uluslararası finans kuruluşları ile ulaştırma alanında gerçekleştireceğimiz iş birliği faaliyetlerine de sağlam bir temel oluşturacaktır. Bölgemizdeki bağlarımız ve iş birliklerimiz ne kadar güçlü olursa, sorunları aşmamız o kadar kolay olur. Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile birlikte, stratejik bakış açısıyla planlayacağı ve somut çıktıları ile hayata geçirebileceği yeni projelere açık olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Şunu da unutmamalıyız ki, ulaştırma alanındaki iyileşmeler sadece ulaştırma sektörünün hedeflerine değil, toplumların birçok alandaki hedefine ulaşmada önemli yer tutuyor. Bu sebeple, ulaştırma alanında sağlayacağımız iş birlikleri pek çok alanda refah düzeyinin ileriye taşınmasına katkı sağlayacaktır. Gelişmiş dünyanın’ öncü ülkesi olma yolunda kararlı adımlarla ilerleyen Türkiye’mizin güçlü geleceği için emek veriyor, alın teri döküyoruz. Güçlü ve lider bir Türkiye için ter dökmeye, eser üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Fotoğraflar