Bakan Turhan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Temmuz ayı Olağan
Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, toplantının “ekonominin en temel
unsurlarından haberleşme, ulaştırma, altyapı ve projelerinin küresel rekabet ve
sanayimiz açısından önemi” başlığıyla yapılmasının anlamlı olduğunu
belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini ekonomik bağımsızlık
üzerine kurduğunu ve bunun Türkiye için vazgeçilmez bir prensip olduğunu ifade
eden Bakan Turhan, şunları kaydetti:
“Ticaret savaşlarının küresel ölçekte yürütüldüğü günümüz
dünyasında, bu prensibin önemi çok daha hayati anlam ifade etmektedir. Zira
ekonomik bağımsızlık her şeyi doğrudan etkileyen temel dinamo etkisi
göstermektedir. Ulaşım ve haberleşme hizmetleri ise bu dinamoya çarpan
etkisinde bulunmaktadır. Ulaşım ve haberleşme, bu çağ için öylesine önemli ki
dişlilerinden birinin durması veya aksaması durumunda, ticaretten gündelik
yaşama hemen her şey doğrudan etkilenmekte hatta düğümlenmektedir. Önemli olan
bu çarkı uzun vadeli döndürecek altyapıya sahip olmak ve bunu ticaretin ve
çağın koşullarına göre yenileyip tahkim etmektir. Bu noktada, bulunulan
coğrafyanın avantaj kadar dezavantajlar içerdiğini de unutmamamız
gerekiyor.”
Turhan, Türkiye’nin bu hususta şanslı olduğunu
vurgulayarak, “Dünyanın ulaşım sistematiği içinde ülkemiz kilit bir noktada
bulunmaktadır. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki üç kıtanın kesiştiği noktada,
önemli ticaret koridorları üzerinde bulunmamız hasebiyle adeta doğal lojistik
merkezi konumundayız. Sadece doğu ile batı arasında değil, kuzey ile güney
arasında da küresel ölçekte lojistik üs konumundayız.” diye konuştu.
Bir sanayici için üretim birinci adımsa, onu pazara en
güvenli ve ucuz yolla ulaştırmanın ikinci adım olduğuna işaret eden Turhan,
tüm bunlardan hareketle, bu ülkede tarihi bir karara imza atarak, kalkınma
temelli ulaşım seferberliği başlattıklarını söyledi.
“Havayolunu
sadece çok parası olanların değil, herkesin tercihi haline getirdik”
Bakan Turhan, ulaştırma sisteminin ana omurgasını
oluşturan karayolları ağını bölünmüş yollar, otobanlar, köprüler, tüneller ve
viyadüklerle çok daha güçlü hale getirerek, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası
koridorlarını tahkim ettiklerini kaydetti.
Türkiye’nin her köşesine uzanan devlet ve il yollarında
fiziki ve geometrik standartları yükselttiklerini, akıllı ve yüksek kaliteli
ulaşım sistemleri tesis ederek hizmet seviyesini ve trafik güvenliğini
artırdıklarını ifade eden Turhan, uzun yıllar ihmal edilen demiryolu
ulaşımını, yeniden ulaştırma politikalarının odağına aldıklarını
anımsattı.
Turhan, hava taşımacılığının dünyada erişmiş olduğu
teknolojik ve yapısal değişikliklerinin, 16 yıl gibi kısa bir zaman diliminde
Türkiye’de uygulayarak, havayolunu sadece çok parası olanların değil, herkesin
tercihi haline getirdiklerini aktararak, havayolu taşımacılığını
serbestleştirerek rekabete açmanın ötesinde hava ulaşım ağını yurt geneline
yaydıklarını söyledi.
Milli hava yolu şirketi THY’yi, sadece Türk vatandaşlarının
değil, dünya vatandaşlarının tercih ettiği küresel bir marka haline
getirdiklerini vurgulayan Turhan, dünyanın en büyük hava ulaşım
merkezlerinden biri olan İstanbul Havalimanı ile bu alandaki değer ve rekabet
gücünü artırdıklarını belirtti.
Turhan, denizlerin anlam ve öneminin siyasi sınırların
içinde kalmasından ibaret olmadığını, buraların jeo ekonomik olarak da büyük
değer taşıdığını icraatlarla ortaya koyduklarını ifade ederek, “Bunun doğal
sonucu olarak da bugün, dünya ile rekabet edebilen bir gemi sanayine ve etkin
bir denizcilik sektörüne kavuşmuş bulunuyoruz. Bilişim ve teknoloji alanındaki
ilerlemelerin, dünyada en çok ve en hızlı haberleşme sektörünü etkilediği
gerçeğinden hareketle, bu alanda da önemli yatırımlara imza attık. Ülkemizi bir
uçtan diğer uca, gündelik yaşamın vazgeçilmezi olan haberleşme imkanlarıyla
donattık.” diye konuştu.
Tüm bu çalışmalarla bugün, düne göre ulaşımı da erişimi de
çok daha kolay, güvenli ve müreffeh bir Türkiye’ye kavuşulduğunu anlatan Turhan,
“Ekonominin en temel unsurlarından haberleşme ve ulaştırma altyapımız, küresel
rekabette sanayimize, sanayicilerimize bugün düne göre çok daha büyük
avantajlar sunmaktadır.” dedi.
“Demiryollarına
133 milyar TL yatırım yaptık”
Turhan, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
önderliğinde ve hükümetlerin destekleri ile gelişmiş ülkelerde olduğu gibi
ulaşım modları arasında dengeli bir dağılımın sağlanması amacıyla demir
yollarını yeni bir anlayışla ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Sektörün serbestleştirilmesi uygulamalarının hayata
geçirilmesi, Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren ağının yaygınlaştırılması, mevcut
hatların yenilenme sürecinin tamamlanması, hatların tamamının elektrikli ve
sinyalli hale getirilmesi, lojistik merkezlerin yaygınlaştırılması, yerli ve
milli demiryolu sanayinin geliştirilmesine hız verilmesini öncelikli
politikalar olarak belirledik ve yaptık. Bu kapsamda demiryollarına 133 milyar
TL yatırım yaptık. Ülkemiz, Pekin ve Londra’yı birbirine bağlayan doğu-batı
demiryolunun orta koridorunda bulunmaktadır.
Çin’i Avrupa’ya bağlayacak, “Kuşak ve Yol” projesinin orta
koridoru olan demiryolu hattının en önemli iki birleşeni olan Bakü-Tiflis-Kars
Demiryolu Hattı ve Marmaray ve geri bağlantılarını tamamlamış bulunmaktayız.
Böylece, başlangıçta yıllık 1 milyon yolcu ve 6,5 milyon ton yük taşıma
kapasitesine sahip olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nın, 2034 yılı sonunda
3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yük taşıması planlanmaktayız.”
“Elektrikli
hatların konvansiyonel hatlara göre maliyeti yüzde 60 daha ucuz”
Bakan Turhan, 2023 yılında TCDD Taşımacılık AŞ ve özel
demiryolu tren işletmecilerinin toplam karasal taşımacılık içerisindeki payını
yüzde 5’ten, yüzde 10’a çıkarılmasını amaçladıklarını söyledi.
Bütün bunların yanında, yüksek hızlı tren hatlarının yanı
sıra yük ve yolcu taşımacılığının birlikte yapılabileceği 200 km/saate uygun
hızlı tren hatları inşa ettiklerini aktaran Turhan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Bu kapsamda Bursa-Bilecik, Sivas-Erzincan,
Konya-Karaman-Ulukışla-Yenice-Mersin-Adana, Adana-Osmaniye-Gaziantep olmak
üzere toplam 1.786 km hızlı tren hattı ve 429 km konvansiyonel demiryolu yapım
çalışmalarımız devam ediyor. Demiryolu yapımının yanı sıra yük ve tren
trafiğinin yoğun olduğu önemli aksların elektrikli ve sinyalli hale getirilmesi
çalışmalarına da hız verdik. 2003 yılında 2 bin 505 km (yüzde 23) olan sinyalli
hat uzunluğumuzu yüzde 132 artırarak 5 bin 809 km’ye (yüzde 45) ulaştırdık.
2023 yılına kadar önemli akslarımızın tamamının (tüm hatlarımızın yüzde 77’si) sinyalli
hale getirilmesini hedefliyoruz. 15 yıl önce yüzde 19 olan elektrikli hat
uzunluğumuzu da yüzde 166 artırarak 5 bin 530 km’ye (yüzde 43) ulaştırdık. 2023
yılına kadar önemli akslarımızın tamamının (tüm hatlarımızın yüzde 77’si)
elektrikli hale getirilmesini amaçlıyoruz. Elektrikli hatların konvansiyonel
hatlara göre maliyeti yüzde 60 daha ucuz.”
Turhan, tüm bunların yanında, ulaşım koridorlarının
merkezinde olan Türkiye’yi bölgesinin lojistik üssü haline getirmek ve
sanayicilerin yükünü demiryolu ile taşıyarak rekabet gücünü artırmak amacıyla
lojistik merkez yapımlarına da ağırlık verdiklerini dile getirdi.
Bugüne kadar hizmete açılan ve yapımı tamamlanan toplam 11
lojistik merkez ile lojistik sektörüne 4,8 milyon metrekare alan ve 13,2 milyon
ton taşıma kapasitesi kazandırdıklarını aktaran Turhan, “Türkiye’yi
bölgesinin lojistik üssüne dönüştürecek 21 adet lojistik merkezin tamamı
hizmete girdiğinde Türk lojistik sektörüne, 35 milyon ton taşıma imkânı ile 13
milyon metrekarelik açık alan, stok alanı, konteyner stok ve elleçleme sahası
kazandırmış olacağız. Petro-kimya tesisleri, otomotiv sanayisine yönelik imalat
tesisleri ile liman, OSB ve maden sahaları başta olmak üzere önemli yük
merkezlerine hizmet edecek iltisak hatları ve lojistik merkezlerin
tamamlanmasıyla, demir yollarımız, taşımacılıkta daha fazla yük alan pozisyona
gelecektir.” şeklinde konuştu.
“Bugün
bilgisayarsız ve internetsiz bir kurum hatta birey kalmamıştır”
Turhan, haberleşme sektörünün tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye’de de diğer sektörlerin merkezinde yer alması ve güvenlik gibi
stratejik nedenlerden ötürü önemini giderek artırdığını belirterek, “İnternet
ve elektronik haberleşme hizmetleri artık ekonomik ve sosyal hayatın
vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş olup, bugün bilgisayarsız ve internetsiz
bir kurum hatta birey kalmamıştır.” dedi.
Bakanlık olarak, özellikle haberleşme, savunma gibi yüksek
teknolojiye dayalı sektörlerde yerli ve milli imkanlarla üretim yapabilen ve
kendi kendine yeten bir ülke durumuna gelebilmek için çalışmalar
sürdürdüklerini aktaran Turhan, “Kamu hizmetleri, eğitim, sağlık, sanayi,
tarım, ulaştırma, finans, perakende, belediye hizmetleri ve akla gelebilecek
neredeyse her alanda sayısal dönüşüm ihtiyacı olduğunu söylemek mümkündür.
Mobil teknolojilerde son yıllarda hızlanan gelişim, 4,5G hizmeti ve çok yakında
hayatımıza girmesini beklediğimiz 5G ve ötesi teknolojilerle çok daha ileri
boyutlara taşınacaktır. Günümüzde bu dönüşüme ayak uyduramayanlar, özellikle
ticari işletmeler, küresel rekabet ortamında kaybetmeye mahkumdur.” ifadelerini
kullandı.
Turhan, Türkiye’de ve dünyada son dönemde yaşanan
hadiselerin iletişim dünyasında kullanılan donanım ve yazılım ürünlerinin
millileştirilmesinin önemini ortaya koyduğunu anlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan
tarafından başlatılan “Milli Teknoloji Hamlesi” çerçevesinde, elektronik
haberleşme sektöründe yerli ve milli üretime dayalı bir ekosistemin
geliştirilmesi ve bu sistemin sürdürülebilir olmasının Bakanlık olarak temel
hedefleri arasında yer aldığını söyledi.
“Bütün
projeler bitmiş ama hala 'ne gerek vardı?' diyenlere rastlamak mümkün”
“Kıymetli dostlar yapmak yetmiyor, yapınca, dört başı mamur
yapmak gerekiyor” diyen Bakan Turhan, şunları kaydetti:
“İstanbul Havalimanı, Marmaray, Yavuz Sultan Selim ve
Osmangazi Köprüleri, Kuzey Marmara Otoyolu, iki kıta arasındaki YHT,
İstanbul-İzmir otoyolu... Tüm bunlar hem ekonomimizin temel unsuru hem de
insanımızın refah kaynaklarıdır. Bütün bu projeler bir bir bitmiş ama hala 'ne
gerek vardı?' diyenlere rastlamak mümkün. Küresel rekabette bizleri, sizleri
fersah fersah ileri taşıyan bu projeleri hayata geçirmek yerine, 'ne gerek vardı'cılara
kulak verseydik, karayolu trafiğimizin yüzde 81’i bugün bölünmüş yollarda
seyretmeyecekti, 150 yıl boyunca el değmeyen demiryolları yenilenmeyecekti,
dünyanın 8. Yüksek Hızlı Tren işletmecisi ülke olamayacaktık, Pekin’den
Londra’ya uzanan İpek Demiryolu hayali gerçekleşmeyecekti, limanlarımızda
elleçlenen yük miktarının 460 milyon tona ulaşması mümkün olmayacaktı, sivil
havacılık alanında, dünya ortalamasının 3 katı büyüyemeyecektik, mobil
iletişimde pazar büyüklüğümüz 81 milyonu bulmayacaktı. Bu zamana kadar ulaşım
ve iletişim yatırımları için 741 milyar TL harcadık. Bunun 150 milyar TL’sini
yap işlet devret yöntemi ile gerçekleştirdik.”
“Doğu
Akdeniz’de yaşananlara göz yummamız düşünülemez”
Bakan Turhan, yatırım programında irili ufaklı 2 bin
943 projenin bulunduğunu, bunların tutarının ise yaklaşık 500 milyar TL
olduğunu belirterek “Bu projelerin 226 milyar TL kısmını gerçekleştirdik kalan
274 milyar TL’lik projeler üzerine çalışıyoruz. Gördüğünüz gibi ulaşım ve
iletişimde daha yapacak işimiz çok. İstanbul’un bu harcamalarımızda önemli bir
yeri var. Çünkü sadece sanayimizin, milletimizin kalbi burada atmıyor, dünyanın
kalbi adeta burada atıyor. O nedenle İstanbul’u her şeyi hak ediyor, siz hak
ediyorsunuz.” dedi.
Bu arada Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim
Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Halkalı-Kapıkule Hızlı Demiryolu projesinde adım
adım ilerlediklerini vurgulayan Turhan, şunları kaydetti:
“Bu hat İpek Demiryolu güzergahının ülkemizden geçen
bölümünün Avrupa bağlantısını oluşturan en önemli halkalarından birini teşkil
edecektir. Amacımız, çarkların küresel ölçekte dönmesi, insanımızın ekmeğinin
büyümesi, ülkemizin kalkınmasıdır. Bu da ancak üretimle, sanayiyle, ticaretle olur.
Biz 16 yıldır bunun için çalışıyoruz, her türlü zorluğa rağmen çalışmaya da
devam ediyoruz. Her yönüyle güçlü olmak durumundayız. Güçlü olmayanın bu
bölgede başına neler geleceğini çok iyi biliyoruz. Doğu Akdeniz’de yaşananlar
ortada. Birileri ben yaptım oldu mantığıyla hareket etmek istiyor. Buna göz
yummamız düşünülemez. O nedenle hepimize büyük işler düşüyor. Bizim işimiz
sizin önünüzü açmak, zorlukların üstesinden birlikte gelmektir. Ülkemizin
ulaşım ve iletişim altyapısını daha da güçlendirmeye, dev projelerimize
yenilerini eklemeye kararlıyız. Yeter ki çarklar dönsün, milletimizin yüzü
gülsün.”