Bakan Turhan, Karayolları Genel Müdürlüğünde (KGM)
düzenlenen "Ulaşım ve Dağıtım Tesisleri İçin Deprem Yönetmelikleri
Hazırlanması Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, ulaşımın siyasal, sosyal,
teknik, ekonomik, kültürel ilişkilerin merkezinde yer alan stratejik bir alan
olduğunu söyledi.
İş veya projelerin "ulaşım aklı"ndan yoksun
uygulamaya konulması durumunda sonuçlarının ölü yatırım olacağını
vurgulayan Turhan, bu konunun Türkiye için de çok önemli
olduğunu dile getirdi. Bakan Turhan, "Ülkemiz 3 kıtanın kesiştiği
noktada, önemli ticaret koridorları üzerinde bulunması nedeniyle lojistik
açısından doğal üs konumunda. Sadece doğu ile batı arasında değil, kuzey
ile güney arasında da küresel ölçekte lojistik üs konumundayız. Ülkemizin
jeostratejik konumunu da dikkate aldığımızda, bu hususların önemi çok daha iyi
anlaşılacak." diye konuştu.
Devreye koydukları kolektif ulaşım aklı sayesinde, ‘Jeostratejik
konuma sahip olmak yetmez, onu hak ettiği ulaşım modlarıyla donatmak gerekir.'
dediklerini ve ulaşım seferberliği başlattıklarını anlatan Turhan, tüm
ulaşım modlarının yüksek kalite ve güven içinde birbiriyle entegrasyonunun en
temel öncelikleri olduğunu bildirdi.
Turhan, Türkiye'nin bugün, düne göre kıyas kabul etmeyecek
ulaşım altyapısına sahip olduğuna dikkati çekerek, 16 yıl gibi kısa sürede ülke
tarihinde görülmemiş imar ve inşa çalışmaları yürüttüklerini ifade etti.
Otoyollar, bölünmüş yollar, havaalanları, limanlar, yüksek
hızlı tren hatları, tüneller, köprüler, İstanbul Havalimanı, Marmaray, Avrasya
Tüneli, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri gibi dünyada parmakla
gösterilen eserlere imza attıklarına dikkati çeken Turhan, tüm bu
çalışmalarla geçmişe göre ulaşımı da erişimi de çok daha kolay, güvenli ve
müreffeh bir Türkiye'ye kavuşulduğunu söyledi.
Bakan Turhan, tüm bu çalışmaların özveriyle, emekle,
kolektif akılla, tecrübeyle, bilgi, birikim, cesaret ve inançla yapıldığını,
yapılmaya da devam edileceğini dile getirdi.
"Bin
düşünüp bir adım atıyoruz"
Çalışmaların her bir adımını, günü kurtarmak yerine
geleceği güvenle inşa etmek bilinciyle attıklarını aktaran Turhan, "Her
bir adımımızda kılı kırk yarıyoruz, bin düşünüp bir adım atıyoruz. İmkanlar
dahilinde, her şeyimizin yerli ve milli olmasına da özen gösteriyoruz,
önem veriyoruz. Bu manada milli olmasına önem verdiğimiz bir konu da deprem
yönetmeliği." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bir deprem gerçeği olduğunu ve bunun
1999'da çok acı bir şekilde yaşandığını anımsatan Turhan, 1999'un, toplum
ve devlet olarak deprem konusuna odaklanmaya başlanılan yıl olduğunu
bildirdi.
Turhan, hükümetleri döneminde, "Ulusal Deprem
Stratejisi ve Eylem Planı" ile depreme karşı hazırlıklı olunmasının bir
devlet politikası haline getirildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bakanlık olarak ulaştırma ve altyapı çalışmalarımızda
deprem güvenliğine en yüksek düzeyde hassasiyet gösteriyoruz. Bir yandan mevcut
yapılarımızı olası depremlere karşı güçlendirirken, diğer yandan yeni
projelerimizde deprem güvenliğini maksimum düzeye taşıyoruz. Maksat, deprem
kapımızı çalmadan hazırlıklı olmak, Allah göstermesin yaşanması durumunda,
kaybın, hasarın en asgari düzeyde tutulması."
"Gayrı
milli uygulamaya son vereceğiz"
Bugüne kadar, belli ülkelerin hazırlamış olduğu deprem
yönetmeliklerinden istifade edildiğini, projeleri bu yönetmelikler ışığında
ihale ettiklerini ve uygulamaya geçirdiklerini vurgulayan Turhan, şunları
kaydetti:
"Bakanlık olarak buna bir son verip yerli ve milli
deprem yönetmeliğimiz için bir süreden beri yürüttüğümüz çalışmada, belli bir
aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından
yayımlanan Türkiye Deprem Haritası var ve artık yaptığımız çalışmaları da
dikkate alarak yabancı ülkelerin yönetmeliklerini kullanmamızı gerektirecek bir
neden bulunmuyor. Bu çalıştayda ortaya konulacak fikir ve önerilerin, mevcut
çalışmalara bilimsel derinlik kazandıracağı inancındayım. Öyle bir yönetmelik
hazırlamalıyız ki başka ülkeler tarafından da kabul görüp uygulansın. Bu
nedenle bu çalıştayı önemsiyor, sonrasında gayrı milli bir uygulamaya son
vereceğimiz için de mutluluk duyuyorum."