Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi’nde yaptığı
açıklamada, 2003 yılında Boğazlardaki gemi trafiğini yönetmek için Türk
Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezini kurduklarını anımsatarak, İstanbul
ve Çanakkale Boğazlarında kurulu operasyon merkezleri ile toplamda 16 trafik
gözlem istasyonunda denizleri 7/24 gözlemlediklerini söyledi. İstanbul
Boğazı’nda yönetilen yoğun gemi trafiğine de dikkat çeken Bakan Uraloğlu,
Çanakkale Boğazı’nda 2023 yılında 44 bin 892 gemi hareketiyle taşınan 550
milyon ton yükün185 milyon tonunun tehlikeli yük kapsamında olduğunu
belirterek, “İstanbul Boğazı’nda 2023’te 39 bin gemi hareketiyle toplam 416
milyon ton yük taşındı ve bu yüklerin yaklaşık 165 Milyon tonu petrol dâhil
olmak üzere tehlikeli yükler kapsamındaydı.” dedi. İstanbul Boğazı’nda 2003
yılında yüzde 40 olan kılavuzlama oranının 2023 yılında yüzde 65’e yükseldiğini
kaydeden Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün filosunu güçlendirmeye
devam ettiklerini belirterek başta Türk Boğazları olmak üzere ihtiyaç duyulan
her yerde kullanılacak 4 römorkör ile 6 adet kılavuzluk botunun Türk
tersanelerinde yerli olarak üretilmesine yönelik yatırımın imzalarının atıldığını
da duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü İstanbul Gemi Trafik
Hizmetleri Merkezinde açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, “Türk
Boğazlarında, Karadeniz’de, Ege’de ve Akdeniz’de tam anlamıyla denizlere hakim
olan atalarımız okyanuslara ulaşıp bir cihan imparatorluğu kurmuşlardır. Bizler
için denizlerimiz Mavi Vatanımızdır. Her zaman belirttiğimiz üzere, bir karış
toprağımız ne ifade ediyorsa denizlerimizin bir kum tanesi, bir avuç suyu da
bizler için aynı anlam ve önemi taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Uluslararası
Denizcilik Arenasındaki Yerini Ön Sıralara Taşıyarak Gurur Verici Başarılara
Yelken Açmıştır”
Bakan Uraloğlu, dünyanın en
önemli boğazları arasında bulunan İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın
kontrolünü elinde tutan Türkiye’nin, Akdeniz ve Karadeniz Havzasındaki
ülkelerin deniz ulaşımı ve uluslararası ticaret faaliyetleri açısından anahtar
konumda olduğunu vurgulayarak, “Özellikle son 22 yılda bir kaptanın oğlu olan
Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde denizcilik faaliyetlerinden sorumlu
bakanlık olarak attığımız her adımı bu bilinçle atıyoruz. Hayata geçirdiğimiz
tüm proje ve çalışmalar Türkiye’nin, uluslararası denizcilik arenasındaki
yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açmıştır. Hamdolsun
bugün denizcilikte öncü ülkeler arasında olan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Gemilerimizde dalgalanan Türk Bayrağı dünyanın en prestijli bayrakları
arasında.” dedi.
Türk Boğazları Gemi Trafik
Hizmetleri Merkezleri ile Deniz Trafiği 7/24 Gözlemleniyor
Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığının denizlerde seyir, can, mal ve çevre emniyetine de büyük
önem verdiğini belirterek, denizleri; COSPAS-SARSAT uydu yardımlı arama
kurtarma sistemi ve gelişmiş haberleşme sistemleri ile dinlediklerini, Otomatik
Tanımlama Sistemleri ile izlediklerini ve Gemi Trafik Hizmetleri Merkezleri ile
yönettiklerini söyledi. Uraloğlu, 2003 yılında boğazlarımızdaki gemi trafiğini
yönetmek amacı ile Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezini kurduklarını
anımsatarak, “Diğer yoğun gemi trafiğinin yaşandığı deniz yetki alanlarını da
kapsam altına almak amacıyla Gemi Trafik Yönetim Sistemi projesini hayata
geçirdik. İzmit Gemi Trafik Hizmetleri Merkezini 2016 yılında, İzmir Gemi
Trafik Hizmetleri Merkezi’ni 2017 yılında, Mersin Gemi Trafik Hizmetleri
Merkezi’ni ise 2019 yılında hizmete açtık. Ankara’da Gemi Trafik Hizmetleri
Merkezlerinden elde edilen verilerle tüm kapsama alanlarını gösterir Gemi
Trafik Yönetim Merkezi’ni de hayata geçirdik. Bu sistemin 2003 yılında hizmete
başlaması da elbette bir tesadüf değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde AK Parti Hükümetlerinin denizciliğe, denizcilerimize, insanımızın
can ve mal güvenliğine verdiği önemin göstergesidir.” şeklinde konuştu.
Türk Boğazları Gemi Trafik
Merkezleri bileşenleri olarak İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında kurulu
operasyon merkezleri ile Türk Boğazlarındaki yoğun gemi trafiğini
yönettiklerini söyleyen Bakan Uraloğlu, “Bilindiği üzere Türk Boğazları,
Karadeniz ve Akdeniz ekonomik havzaları başta olmak üzere tüm dünya için önemli
bir suyolu ve enerji geçiş koridorlarından biridir. Özellikle İstanbul Boğazı
yaklaşık 17 mil uzunluğu ile Aşiyan ve Kandilli arasında Asya ve Avrupa
Kıtalarının birbirine 700 metre kadar yaklaştığı ve gemilerin çok kritik 80 dereceye
varan 12 rota değişimi yapmasını gerektiren bir ticaret geçiş koridorudur.”
dedi. Uraloğlu, İstanbul Boğazı’nda yıl boyu Kuzey – Güney yönlü, hızı saatte 6
deniz mili üzerine çıkan yüzey akıntısının yanı sıra, Kandilli, Kanlıca ve
Yeniköy’de Anafor akıntıları oluştuğunu belirterek, aynı zamanda ortalama 15
metre derinlikte başlayan güney – kuzey yönlü ters dip akıntısının da mevcut
olduğunu söyledi. Bakan Uraloğlu, “Mevsimsel olarak Marmara Denizi’nden boğaz
içine doğru kuzey yönlü olarak oluşan Orkoz akıntıları ile karşılaşan yüzey
akıntılarının yarattığı anaforlar ve çalkantılı sular ile sis gibi zorlu
şartlar İstanbul Boğazı’nı daha da zorlu hale getirebilmektedir.” ifadelerini
kullandı.
Çanakkale Boğazı’nın da en az
İstanbul Boğazı kadar seyir emniyeti için tehlike oluşturacak potansiyele sahip
olduğunu vurgulayan Uraloğlu, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’nin
özelliklerini vurgulayarak, “Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri, İstanbul
Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi ve Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi
olmak üzere iki parçadan oluşmakta ve toplamda 204 millik bir alanı
kapsamaktadır. İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi; İstanbul Boğazı’nın
Karadeniz girişinden başlamak üzere Sektör Türkeli, Sektör Kandilli, Sektör
Kadıköy ve Sektör Marmara olmak üzere toplam dört sektörden oluşmaktadır.
Sorumluluk sahası 80 millik bir alanı kapsamaktadır. Çanakkale Gemi Trafik
Hizmetleri Merkezimiz ise; Çanakkale Boğazı’nın Marmara Denizi girişinden
itibaren Sektör Gelibolu, Sektör Nara ve Sektör Kumkale olmak üzere toplam üç
sektörden oluşmaktadır. Sorumluluk sahası da 124 mildir.” şeklinde
konuştu.
İstanbul Boğazı’nda 2023
Yılında Toplam 39 Bin Gemi Hareketiyle 416 Milyon Ton Yük Taşındı
İki merkez ile boğazların çeşitli
noktalarına konuşlandırılmış toplam 16 trafik gözlem istasyonunda; radar,
elektro optik kamera, sinyal alıcı ve vericileri gibi cihazların yardımı ile
deniz trafiğini 7/24 gözlemlediklerini ve yönettiklerini söyleyen Uraloğlu, “Ne
kadar yoğun bir gemi trafiğini yönettiklerinin iyi anlaşılması amacıyla bazı
istatistikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. İstanbul Boğazı’nda 2023 yılında
toplam 39 bin gemi hareketiyle toplam 416 milyon ton yük taşındı ve bu yüklerin
yaklaşık 165 milyon tonu petrol dâhil olmak üzere tehlikeli yükler kapsamındaydı.
Bu tehlikeli yükleri taşıyan 9 bin 300 civarındaki tankerlerden 2binini de 200
metre ve üzeri boya sahip tek seferde bir milyon varilin üzerinde ham petrol
taşıyan gemilerdir.” dedi. Uraloğlu, Çanakkale Boğazı’nda ise 2023 yılında
toplam 44 bin 892 gemi hareketi gerçekleştiğini ve 550 milyon ton yük
taşındığını belirten Uraloğlu, taşınan tehlikeli yük miktarının toplam 185 ton,
200 metre üzerinde 2 bin 500 tanker geçişi olduğunu bildirdi.
Son beş yıllık süreçte gemi boy
gruplarında özellikle 250 metreden büyük gemilerin sayısında istikrarlı bir
artış gözlemlendiğini söyleyen Uraloğlu, “Bu noktada da seyir emniyeti, can,
mal, çevre ve deniz güvenliğini arttırmak için Gemi Trafik Hizmetleri
Merkezlerimiz ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğümüzün sorumlulukları daha çok
artıyor.” dedi. Gemi trafiği yoğunluğu,
artan gemi büyüklükleri ve tehlikeli yükler gibi hususlar da göz önüne
alındığında Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen kılavuzluk
hizmetinin ve bu hizmet oranlarındaki artışa dikkat çeken Uraloğlu, “Bu hususta
İstanbul Boğazı’nda 2003 yılında yüzde 40 ve 2013 yılında yüzde 51 olan
kılavuzlama oranı 2023 yılında yüzde 65’e yükseltilmiştir. Yine aynı şekilde
Çanakkale boğazında 2003 yılında yüzde 29, 2013 yılında yüzde 43 olan kılavuzlama
oranı da 2023 yılında yüzde 55’e yükseltilmiştir. Bu oranlar 2023 yılı
itibariyle 150 metre üstü gemilerde İstanbul Boğazı’nda yüzde 99’a ve Çanakkale
Boğazı’nda ise yüzde 78 oranına ulaşmıştır.” dedi.
Türk Boğazlarından geçen riskli
gemilere Genel Müdürlük tarafından verilen refakat hizmeti hakkında da bilgi
paylaşan Uraloğlu, “İstanbul Boğazı’nda 2017 yılında 848 olan refakat hizmeti
verilen gemi sayısı 2023 yılı itibariyle 8 bine yükselmiş durumdadır. Çanakkale
Boğazında ise 2017 yılında 574 olan refakat hizmeti verilen gemi sayısı da
yıllık 2 bin 500’e yükselmiştir.” şeklinde konuştu.
“Denizde Daha Güvenli ve
Tamamen Milli Bir Türkiye İnşa Ediyoruz”
Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel
Müdürlüğünün görev ve sorumluluklarını en üst düzeyde yerine getirmesi için
sürekli olarak gelişen teknolojiye ayak uydurduğunu ve filosunu güçlendirmeye
devam ettiğini belirterek, “Daha dün Genel Müdürlüğümüzün operasyonel gücüne
güç katacak ve başta Türk Boğazları olmak üzere ihtiyaç duyulan her yerde
kullanılacak olan; 2 adet 70 ton ve 2 adet 80 ton çekme kapasitesine sahip 4
römorkör ile 6 adet kılavuzluk botunun Türk tersanelerinde yerli olarak
üretilmesine yönelik yatırımın imzaları atıldı. Yeni nesil yerli
römorkörlerimizin yanı sıra yerli elektronik fener, şamandıra, sinyalizasyon
sistemleri, radar ve kameralarımızla, hem daha güvenli bir deniz trafiği
sağlıyor, hem de filomuzu ve teknolojimizi millileştiriyoruz. Denizde daha
güvenli ve tamamen milli bir Türkiye inşa ediyoruz.” diye konuştu.
Milli yazılım ve teknolojinin
geliştirilmesine yönelik adımlar da attıklarının altını çizen Uraloğlu
sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Ana yüklenici HAVELSAN ile Kıyı
Emniyeti Genel Müdürlüğümüz arasında Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri
Sistem Yükseltme Projesi de imza altına alınmıştır. Proje; yazılım, sensörler
ve bilişim altyapısı, ülkemiz milli yetkinlikleri ve üretim kabiliyetleri göz
önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Alt yüklenici ASELSAN tarafından da yerli
üretilen radar, elektro-optik kamera ve radar yön bulucu gibi sistemleri de
entegre edilerek yerli üretim oranının en üst seviyeye çıkarılması
amaçlanmıştır. Bu düşüncelerle ülkemiz denizlerinde daha güvenli bir geleceğe
doğru attığımız her adımda, tüm Gemi Trafik Hizmetleri Merkezlerinde çalışan
baş operatör ve operatörlerimizle birlikte denizlerimizin güvenliği ve
denizciliğimizin gelişimi için alın teri döken herkese teşekkür ediyorum.”